Bu Blogda Ara

9 Eylül 2017 Cumartesi

TORPİL!

Torpil, herhangi bir başvuru sürecinde devreye bir aracı sokarak elde etmek istediğimiz sonuca ulaşmak için başvurulan bir yöntemdir. Bu yöntem etik olmasa da günümüzde yaygın olarak kullanılmaya çalışılmaktadır. Peki, insanlar neden torpil yaptırmak ister? Bu bir zorunluluk mudur? Yoksa seçim mi? Bana kalırsa her ne olursa olsun torpil yapmak ya da yaptırmak etik değildir. Eşitlik ilkesine aykırı bir durum… Eşitlik ilkesinden yoksun kurum veya bireyler ne kadar ilerleyebilir ya da başarıları ne kadar gerçektir? Beni torpil mevzusundan çok bu durumun toplumda özellikle de gençlerimiz de yaratmış olduğu bilinçaltılarındaki tahribat tedirgin etmektedir. Bu makaleyi yazmakta ki amacım, biraz olsun bu tahribatı önlemek ve gençlerimizin bakış açılarını değiştirmelerine yardımcı olmaktır.

‘’Torpil olmadan bir yere gelinmiyor.’’ Son zamanlarda çok sık duyduğum bir cümle. ‘’İş başvurusu yaptım ama tanıdık olmadan işe almıyorlar.’’ Bu cümleler size de tanıdık geliyor öyle değil mi? Öncelikle size iyi bir haberim var. Bu tamamen yanlış bir düşünce… Eğer başarılı olmak ve hedeflerinize ulaşmak istiyorsanız yazacaklarımı iyi analiz etmenizi tavsiye ederim.

Günümüzde şirketlerin ve fabrikaların gerçekten iş bitiren, tabiri caizse tuttuğunu koparan, kalifiye elemanlara ihtiyaçları olduğu aşikâr… Fabrika sahibi olduğunuzu düşünün. Her gün binlerce ton, binlerce adet üretim yapan büyük bir fabrikanız var. Süreç o kadar stresli ve kritik ilerliyor ki hata yapma şansınız neredeyse yok denecek kadar az. Hem çalışanlarınızın yükünü hafifletmek hem de işin daha iyi ilerleyebilmesi için bir eleman almaya karar verdiniz ve işe alım sürecini başlattınız. Siz olsanız kimi alırsınız? Büyük yatırımların yapıldığı, büyük beklentilerin olduğu bu dönemde sırf tanıdığınız olduğu için işten anlamayan birini mi alırsınız? Yoksa işlerinizi başarıyla götürebilecek, çalışanların yükünü hafifletebilecek, geldiği bölüme hız katacak birini mi? Mantıklı bir insanın vereceği karar bu durumda çok basit aslında. Diğer bir seçenek emin olun her iki taraf içinde büyük bir hayal kırıklığı olacaktır. İçinizden iş alımlarını patronlar yapmaz diyenleri duyuyorum. Evet, kurumsal bir firmada tabii ki bu süreci ilgili departman ve işe alım yapılacak birimin müdürlükleri yürütür. ‘’A, firmasının müdürü b kişisinin tanıdığı olduğu için onu tercih ettiler, beni almadılar.’’ Bu da tamamen yanlış bir düşünce… Az önce patron örneğinde anlattığım gibi burada da müdür üstünde büyük bir baskı vardır. Verimlilik hedefleri, satışlar, aylık toplantılar, kalite vs… İngilizce bilmeyen birini bu dilin kullanımının kaçınılmaz olduğu bir bölüme sırf tanıdık olduğu için almak ne kadar mantıklı ve tercih edilebilir bir seçenek?

Günümüzde gelişen sanayi, artan iş yükü, teknoloji dolayısıyla bunların getirdiği sorumluluk ve stres artmış durumdadır. Patron da olsanız, müdür de olsanız, iş yükünün paylaşımı herkesin istediği bir durumdur. Her şeyi bir kişinin yapması oldukça zordur hatta imkânsız… Bu paylaşımın yapılabilmesi için ilgili bölüme alınacak arkadaşın tanıdık olmasından çok; kişiliği, tecrübesi ve bilgisine bakılmaktadır. Bundan emin olabilirsiniz. Yeni mezun olan arkadaşlarımız tecrübe konusunda pek endişeli olmasınlar. Yeni mezun biri işe alınırken bilgisinden çok kişiliğine, işi yapıp yapamayacağına bakılır.

Referans ve Torpil terimlerinin anlamlarını karıştırmamak gerekir. Birinin size referans olması, daha önce çalışmış olduğunuz kişi veya kurumlarının göstermiş olduğunuz performanstan dolayı size yeni başvurmuş olduğunuz iş için görüş bildirmesidir. Torpil, herhangi bir kriter gözetmeksizin başvuruda sadece başvuru yapan kişinin çıkarı doğrultusunda kişinin tercih edilmesine yardımcı olmaktır. Referans olunması ya da gösterilmesi gayet normal ve sağlıklı bir süreçtir.

Torpil, yapan ve yaptıranlar vardır elbette ki. Özellikle belediye tarzı kurumlarda… Bunu inkâr etmek için kör olmak lazım. Fakat benim anlatmak istediğim bir işe girerken, başvuru yaparken kriterleriniz ve hedefleriniz olsun. Amacınız sadece para, alacağınız ücret olmasın. Bu şekilde inançla, azimle çalıştığınız ve kendinizi yetiştirdiğiniz zaman emin olun ki hiç torpile ihtiyacınız olmayacaktır.



Tolgahan AYTEKİN
İletişim: tolgahanaytekin@gmail.com

4 Eylül 2017 Pazartesi

ANLA!

Dalından koparılmış çiçek gibi
Kurumaya yüz tutmuş kalbim.
Son deminde bile senin için atarken
Beni yüreğimden anla.
Sonbahar düşmüş gibi bakan
Yaşlı yaşlı gözlerimden anla.
Sen! İçimdeki kadın
Gözlerin kadar güzel adın.
Belki yarım kaldım.
Beni eksikliğimden anla.
Ne bu canda hükmüm
Ne de benliğim kaldı.
Ne yazacak satırlarım
Ne de kalemimde hatırım kaldı.
Beni savrulan küllerimden anla.
Evet sensizlik çok acı
Taşınmaz oldu bu yük.
Beni yorgun bedenimden anla.
Seni sevdiğimi gökyüzüne bakta
Sönmeyen güneşimden anla.
Ömür dediğin kısa bir film
Bir gün geleceksen geç kalma.
Hiçbir beden sonsuz değil bu dünyada
Tükeniyoruz yavaştan anla.
Beni bitkinliğimden anla.

Tolgahan AYTEKİN

3 Eylül 2017 Pazar

İŞ GÖRÜŞMELERİNDEN TÜYOLAR

İş görüşmelerinde başarılı olmak için dikkat etmemiz gereken çok önemli noktalar vardır. Herkes tarafından keşfedilemeyen, derslerin içeriklerinde olmayan fakat olmazsa olmaz altın kurallar vardır.

1. ÖZGÜVEN VE POZİTİF İZLENİM

Özgüven, iş görüşmelerinde iş kapısını açan harika bir anahtardır. Önemli olan onu nasıl kullanabileceğimiz ve karşı tarafı nasıl etkileyebileceğimizdir. Süslü kelimeler kullanmak yerine örnek bir iş görüşmesi ile bunu size aktaracağım.

Müdür : Merhaba, hoş geldiniz.
Aday : Merhaba, hoş bulduk.
Müdür : Bana kendinizden bahseder misiniz ?
Aday : İsmim ................ 27 yaşındayım. ............ Üniversitesi,............... bölümünden mezun oldum. Bölümümü ve okulumu çok seviyorum. Bu yönden kendimi şanslı hissediyorum. Aldığım eğitime ve kendime güveniyorum.
Müdür : Hobileriniz nelerdir?
Aday : Klasik olacak belki ama kitap okumak benim hayat felsefemdir. İnsanın ufkunu açıyor birçok konu hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlıyor. Boş kalan zamanlarımın çoğunda kitap okur diğer zamanlarda sinemaya gitmeyi ve seyahat etmeyi severim.
Müdür : Öz geçmişinizde farklı bir alanda çalıştığınızı görüyorum. Neden bu sektörde çalışmak istediniz?
Aday : Öğrencilik yıllarımda part time olarak çalışabildiğim ve maddi kazanç sağladığım bir yer olduğu için o sektörde çalıştım. Okulumu çalışmama rağmen dereceyle bitirdim. Krizleri fırsatlara çevirdim, anlayacağınız benim için çok güzel bir deneyimdi.
Müdür : Kendinizi nerede görüyorsunuz? Diyelimki sizi işe aldık bize ne katacaksınız?
Aday : Kendimi bir gün sizin oturduğunuz o koltukta görüyorum. Beni bir arabanın 6.vitesi olarak düşünün. Ekibimle uyum sağlar ve 6.vitese takarsam burayı uçururum. Aksi takdirde uyum sağlayamazsam motoru yakarım. Benim ortam yoktur ya en tepede olurum ya da en dipte ve bugüne kadar yaptığım her işte başarılı oldum bundan sonra da olacağımdan eminim.
Müdür : İşe alındınız.

2. ŞIK GİYİM

Özel sektörde çalışıyorsanız giyiminiz gerçekten önemlidir. Giyiminiz ileriki yıllarda konumunuzu belirler desem hiçte abartmış olmam aslında, tabi burada anlatmak istediğim tek başına sadece bu özelliğinizin yeterli olacağı değil,önemli olan birçok yetkinliğinizi ve özelliğinizi birleştirip en iyi şekilde kullanmak.

3. FARKLI OLMAK

















Yukarıdaki fotoğraf her şeyi açıklıyor. Olaylara bakış açınız, sorulara verdiğiniz cevap, düşünceniz, hal ve hareketleriniz diğer adaylardan farklı olmalı sıradan olmaktan kaçınmalısınız. Diyalogdaki örneklere de baktığınız zaman farklı olmanın ne kadar önemli olduğunu göreceksiniz.

4. CESARET

''Bütün hayallerimiz gerçek olabilir, eğer onları ikna edecek cesaretimiz varsa.'' der Walt Disney. Neden okuyoruz? Neden çalışıyoruz? Her şey hayallerimiz için öyle değil mi? O zaman cesaretli olmamız gerektiğini unutmamalıyız. Verdiğiniz her kararı akılcı bir şekilde vermeli ve cesaretle arkasında durmalısınız.

5. İLETİŞİM

İyi bir iletişim, sadece iş görüşmelerinde değil hayatın her noktasında çok önemlidir. İyi bir eğitim almış olabilirsiniz, iyi bir derece ile okulu bitirmiş olabilirsiniz fakat iş görüşmelerinde ve iş hayatında karşı tarafa kendinizi izah edemiyorsanız iyi bir iletişim kuramıyorsanız diğer hiçbir şeyin önemi kalmıyor olacaktır. Çünkü kendinizi anlatamıyor ve anlamıyorsunuzdur. İletişim konusunda kendinizi yetiştirmeli bol bol kitap okumalısınız.

6. BEKLENTİ

Beklenti her zaman hayal kırıklığı yaratır. Ne yapıyorsanız yapın ama hiçbir zaman beklenti içinde olmamanızı öneriyorum. Her şeyi kendiniz için yapın. Başkalarından karşılık bekleyerek iş yapmayın. Kendinize bu konuda dürüst olmalı işlerinize ve görüşmelerinize bu yönde odaklanmalısınız.

7. TAKIM OLMA

Bu makalenin en son ve en önemli kuralı takım olmak. Ne kadar iyi bir futbolcu olursanız olun maç on bir kişi ile oynanır, tek başınıza on bir kişiyi yenmek mümkün değildir. Ormanın kralı neden  kaplanlar değil de aslanlar hiç düşündünüz mü? Çünkü kaplanlar yalnız yaşar fakat aslanlar birlikte bir takım halinde yaşarlar onları birlikteyken yenmek ne kadar zor bir düşünün. İş görüşmelerinde de takım olmanın öneminden bahsederseniz ve karşı tarafı ikna ederseniz şansınız biraz daha artacaktır. Yukarıdaki örnekte verdiğim ekibimle uyum sağlarsam cümlesi aslında takım olma duygusuna önem verildiğini göstermektedir.






Tolgahan AYTEKİN
E-mail: tolgahanaytekin@gmail.com